AYET-İ KERİME

http://siyasetnamem.blogspot.com.tr/2017/03/islamin-dunyada-yayilmasindan-korkan.html?spref=fb

16 Kasım 2013 Cumartesi

Cumhurbaşkanı Mursi'nin hayatı tehlikede

Cumhurbaşkanı  Mursi'nin hayatı tehlikede

Avukatları aracılığıyla darbeye meydan okuyan Cumhurbaşkanı Mursi’nin koğuşu değiştirildi, ailesiyle görüşmesine izin verilmiyor.

Usame Mursi, “Babama kötülük yapmamaları için bir teminat yok” dedi.

Mısır’da darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin dün cezaevinde kaldığı yerin değiştirilmesinin ardından ailesiyle görüşmesine izin verilmediği bildirildi. Mursi’nin oğlu Usame Mursi, babasının İskenderiye’deki Burcu’l-Arab hapishanesinde bulunduğu yerden başka bir bölüme nakledildiğini hatırlatarak, ilgili makamların babasıyla görüşme talebini reddettiğini söyledi.

Meydan okudu, hücreye alındı

Mursi’nin Mısır halkına yönelik mesajının, kendisini cezaevinde ziyaret eden savunma heyeti tarafından dün kamuoyuna açıklanmasının ardından resmi makamların tutumunda değişiklik gözlediklerini vurgulayan Usame Mursi şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanını alıkoyan, meşruiyete darbe vuran yönetim, savunma heyeti aracılığıyla halka ilettiği mesajın ardından cumhurbaşkanının ailesiyle görüşmesini engelliyor. Mursi’nin ailesiyle görüşmesinin engellenmesi, sağlığından ve hayatından endişe edilmesine yol açıyor. Burcu’l-Arab hapishanesinde olması güvende olduğu anlamına gelmez. Neden ailesiyle görüşmesine izin verilmiyor?”

Usame: Ona kötülük yapabilirler

Görüşme taleplerine ne zaman olumlu yanıt verileceği konusunda da bilgi sahibi olmadıklarını kaydeden Usame Mursi, “Meşru Cumhurbaşkanına bir kötülük yapmaları uzak ihtimal değil. Halka, vatana karşı ihlaller yapan darbeci yönetimin, ona da kötülük yapmamasının bir teminatı yok” diye konuştu. Mursi, askeri darbenin ardından, “göstericileri öldürmeye teşvik” suçlamasıyla hakkında açılan dava kapsamında 4 Kasım’da hakim karşısına çıkarılmıştı. Duruşmanın ardından İskenderiye’deki yüksek güvenlikli Burcu’l-Arab hapishanesine nakledilen Mursi, revirinin bitişiğinde oluşturulan odada tutuluyordu. Ancak, dün, tek başına kalacağı ifade edilen başka bir bölüme nakledilmişti. 

6 Kasım 2013 Çarşamba

Kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalması

Kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , Avrupa ziyaretinin ilk durağı Finlandiya 'da basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. 

Kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalması' tartışmalarına yönelik soru soran yabancı muhabire;  Türkçe olarak, 'Türkiye'de özel hayata müdahale edilmesi ve son dönemdeki öğrenci evi tartışması hakkında ne düşünüyorsunuz?' şeklinde soru sorması üzerine Başbakan Erdoğan, ağzının payını verdi. 

Erdoğan muhabire:  "Değerli arkadaşı birileri herhalde özel olarak görevlendirmiş. 11 yıldır Başbakanım. 4,5 yıl da belediye başkanlığım var. Biz kimsenin özel hayatına müdahale etmiş değiliz. Öyle olmasaydı Türkiye'de her iki kişiden birinin oyunu almış olmazdık." ifadelerini kullandı.

Başbakan dün de Türkiye'deki bayan bir muhabirin öğrenci evleri ile ilgili sorusuna, "Siz kızınıza oğlunuza böyle bir şeyi uygun buluyorsanız sizin için hayırlı olsun." şeklinde karşılık vermişti. 

3 Kasım 2013 Pazar

MÜSLÜMAN DAN KORKMAYINIZ ÇÜNKÜ KORKAR O RABBİNDEN YA SEN EY KAFİR

MÜSLÜMAN DAN KORKMAYINIZ ÇÜNKÜ KORKAR O RABBİNDEN YA SEN EY KAFİR

Amerika’da yaşayan Müslümanlar, Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan, ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye destek vermek için gösteri düzenledi.

Mursi’nin pazartesi günü mahkemeye çıkarılacak olmasına Amerika’da yaşayan Müslümanlardan da tepki geldi. New York’un Mısır Büyükelçiliği önünde toplanan ve çoğunluğu Mısırlılardan oluşan grup, taşıdıkları dövizler ve attıkları sloganlarla darbe yönetiminin tutumunu protesto etti.

Gösteriyi düzenleyen "Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Mısırlı Amerikalılar" adlı organizasyonun yönetim kurulu üyesi Mohamed Mahmoud, "Mursi, 25 milyonun oyuyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı. Bu adaletsiz mahkemeye karşıyız. Bütün dünyaya bu adaletsizliği duyurmak için toplandık. İnşallah Cumhurbaşkanımız geri gelecek. Pazartesi günü herkes mahkeme önünde toplanarak onları korkutacak. Görüntüsünü yayınlayacaklarını sanmıyorum. Belki fotoğrafını gösterirler" dedi.

"Mursi'nin geri gelmesi için dua ediyorum"

Gösteriye Ohio eyaletinden katılan Rachael de "Bu, sadece Mısırlıların değil, bütün Müslümanların konusudur.  Söz konusu Müslüman Kardeşler de değildir, tüm Müslümanlardır. Şu an yaşananların doğru olmadığını düşünüyoruz" ifadesini kullandı.

Bir Amerikalı olarak, demokratik seçimle başa gelen bir liderin, ne olursa olsun, askeri güçle tutsak edilmesinin mantığını almadığını belirten Rachael, "Düşünün burada ABD Savunma Bakanı, Obama’yı, yaptıklarından hoşlanmayıp, görevinden alaşağı ediyor ve Amerikan halkı sokakta bunu protesto edince de ordu gelip insanlara ateş açıyor. Amerikalıların anlayamadığı bu. Bugün Mısır’da oluyorsa yarın Amerika’da da olabilir. Mursi’nin geri gelmesi için dua ediyorum, inşallah her şey güzel olur’’ diye konuştu.

"Muhtemelen önceden kararı verilmiş bir mahkumiyet çıkacaktır"

Göstericilerden Şerif Ahmed ise Mursi’nin askeri yönetim tarafından yargılanmasına ilişkin düşüncelerini şöyle aktardı:

"Bu, sürpriz değil, çünkü Mısır baskıcı Mübarek’in ülkesi. Bu, orada normal bir şey, çünkü geri geliyorlar. Biz, tam da bunun için buradayız. Demokratik yollarla seçilmiş olan Mısır’ın Cumhurbaşkanının adaletsizce yargılanmasına karşıyız.  Böyle bir yargılamadan muhtemelen önceden kararı verilmiş bir mahkumiyet çıkacaktır."

2 Kasım 2013 Cumartesi

MECLİSE TÜRBANLIYI BIRAKMAYANLAR TÜRBAN'A SUSTULAR

MECLİS'E TÜRBANLI- YI BIRAKMAYANLAR
KİN- FİTNE- NEFRET
  O GÜN KUSTULAR 
  BUGÜN TÜRBAN'I
SİYASETE ALET EDİP
NE DEĞİŞTİKİ HEPSİ

       SUSTULAR
MECLİSE TÜRBANLIYI BIRAKMAYANLAR BUGÜN TÜRBAN'A SUSTULAR
İşte Hüseyin Gülerce’nin 4 Mayıs 1999 tarihli “Merve krizi” başlıklı yazısının tam metni:

“18 Nisan seçimleri yeni bir tablo çıkarmış, bütün partilere yeni mesajlar ve dersler vermişti. Meclis'in ilk toplantısına maalesef bunların hiçbiri yansımadı.

Bir bayan milletvekilinin yemini küllenmiş bir krizi, bir kutuplaşmayı yeniden hortlattı. RP'nin çizgisini terk edip yeni bir çizgi, yeni bir söylem sahibi olacağı beklenen FP yeniden bir eski siyasetçinin politik hesaplarına hapsoldu.

Seçmenin barajın altında tuttuğu CHP zihniyeti, ruh çağırma seanslarını hatırlatan bir atmosferde DSP'lilerin protestolarında diriliverdi.

Yeni Meclis'le yeni bir sayfa açılacakken "az gittik, uz gittik dere tepe düz gittik, bir arpa boyu yol gittik" şaşkınlığı ile baş başa kalıverdik.

Neden böyle oldu?

Derin bir analize girmek istemiyoruz. Ancak "28 Şubat Süreci" de gösterdi ki Türkiye'de gücü ve yönetimi elinde bulunduranlarla Refah ekseni arasında bir kutuplaşma oldu. Laik demokratik cumhuriyetin tehlikede olduğunu ileri sürenler büyük bir kararlılıkla Refahyol hükümetinin yıkılmasını, Refah Partisi'nin kapatılmasını, imam hatip liselerinin orta kısmının ve 15 yaş öncesi Kur'an kurslarının kapatılmasını, üniversitelerde baş örtüsünün yasaklanmasını sağladılar. RP lideri Erbakan'a da siyasi yasak getirildi.

Kutuplaşma ve gerilimin iki büyük tehlikesi belirdi.

Birincisi; halkın, devletin karşısına dikilmesi çabalarıydı. Bizim milletimizin tarihinde asla olmayan bir isyan duygusuydu bu. Kutuplaşmayla, ya da çatışmayla ilgisi hiç olmamış samimi ve masum dindar kitlenin rencide edilmesi bu duyguyu körükleyip durdu.

İkincisi; devletin dine ve dindarlara düşmanca baktığı izlenimiydi. Gerçi MGK toplantılarının birinde samimi dindarları üzmeyecek çözümler aranacağı söylendi; ama bu yönde bir çabayı Sayın Yılmaz maalesef göstermedi. (Bunun faturasını da sandıkta ödedi.)

Üzülerek ifade edelim ki önce normalleşme, sonra da demokratikleşme ile çözülebilecek kriz, Sayın Erbakan'ın hamleleriyle yeniden ısıtılıyor ve Türkiye gündemine sokuluyor.

Bu millet, başörtülü olduğu için bir bayan milletvekiline yemin ettirilmeyişine elbet çok üzülecektir. Önemli olan işi bu noktaya getirmemekti.

Daha açık söyleyelim. Sayın Erbakan'ın baskılarıyla Sayın Merve Kavakçı seçilecek yerden aday gösterilmeseydi Meclis daha ilk gününde 28 Şubat'ı çağrıştıran bir gerilimin ve krizin içine girmeyecekti.

Türkiye'nin bütün derdi ve demokratikleşmenin tek çözüm yolu, bir türbanlı bayanın milletvekili yapılmasındadır diye düşünenlere sözümüz yok. Çünki onları ikna edemeyeceğimiz kesin.

Ancak Türkiye'de bütün milliyetçi-muhafazakar kesimlerin, Erbakan'ın aklına ve politikalarına mahkum edilmek istenmesi kadar büyük dayatma olamaz. Erbakan yanlış yapacak, Erbakan toplumu gerecek ve siz onun her politikasına arka çıkmak zorunda olacaksınız. Bunu istemeye kimin ne hakkı var?

Gücü ve tavrı 3 yıldır test edilen kurumları bir daha test etmeye kalkmanın, zararları masumları üzdüğü ortada olan politikaları ısrarla ve inatla sürdürmenin dine, devlete ve millete ne faydası var?

Fazilet Partisi içinde Erbakan çizgisini devam ettirerek, Merve Kavakçı adıyla yürütülmek istenen siyaset bir gerilim siyasetidir. Fazilet Partisi'ne Erbakan politikalarını dayatmak da; bu partinin yumuşamadan, uzlaşmadan ve diyalogdan yana olan yöneticilerine yapılan büyük bir haksızlıktır.

"Zencilerin Amerika'da verdiği mücadeleyi vereceğiz." demek büyük laftır; ama bu milletin sağduyusuna toslar.

Biz Sayın Demirel ve Sayın Ecevit'in son Milli Güvenlik Kurulu toplantısından iki gün sonraya rastlayan sertliklerinin de, devlet adamının sorumluluk anlayışı ile bir daha gözden geçirilmesi gereğine inanıyoruz.

Türkiye'nin akil adamlarına ve FP yöneticilerine; toplumu daha fazla germeden yaşanan krizi önleme çağrısında bulunuyoruz.

Toplumun büyük kesimini oluşturan dindar vatandaşlarımızı rahatsız etmeyecek bir çözümü bulmak bu Meclis'in ilk görevidir...”

BUGÜN İSE BU YAZILMIŞ
Meclis’in dünkü olgunluğu şüphesiz 14 yıl önce kendisine yemin ettirilmeyen Sayın Merve Kavakçı’nın o yalnız, üzüntülü halini de hatırlattı. Ona yanlış yapanlar siyaseten de, hukuken de bu yanlışın bedelini ödediler. Dün o tablodan eser yoktu. Çünkü Cumhurbaşkanı başkaydı, Meclis başkaydı. AK Parti’nin daha 5 yıl önce kapatılmaya kalkışıldığını, hatta cezalandırıldığını hatırlayacak olursak, demek ki bu meselenin vakt-i merhunu şimdi gelmişti. Merve Kavakçı yalnız ve müdafaasızdı. Ama şimdi onun konumundaki milletvekilleri dört kişiydiler ve yalnız değillerdi. Bütün Meclis -siyasî eleştiriler bir yana- onların yanındaydı. Merve Kavakçı üzgün ve mutsuzdu. Dört milletvekili ise dün mutluydu ve rahattı. Bugün, dünden daha güzel bir gün…
ÖNCEDEN ORİJİNAL TÜRBANLI VATANDAŞ VE BU HALİYLE SEÇİLMİŞ MİLLET VEKİLİNİ HAD CEZASIYLE YURT DIŞINA SÜRENLER... BU GÜN SADECE TÜRBANI MECLİSE KABUL EDERKEN HADDİ KENDİLERİMİ AŞTILAR 
TÜRBANLIYA DUR!
TÜRBAN'A GEÇ....

1 Kasım 2013 Cuma

Zekiye Çomaklı, Erzurum'da Aday Adaylığı müracatında HANGİ PARTİDEN.?

Erzurum Aşkale doğumlu olup Aşkale Lisesinin ilk mezunlarındandır. Erzurum’un ilk kadın Köşe Yazarı olarak 1980’den itibaren, ‘’DOBRA  DOBRA’’başlığı altında yerel Erzurum Gazetesinde köşe yazıyor.

Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği (ER-KADIN) Kurucu başkanı ve halen Yönetim Kurulu Başkanıdır.
Erzurum’a sevdasını, “Bir gün geri döndüğümde beni tanıyamazsın diye senden ayrılamıyorum güzel Erzurum” diyerek anlatan, Zekiye Çomaklı, Erzurum’da pek çok ilk’i gerçekleştirmiş ve bu çalışmaları ile ‘’Dadaş Kızlarına’’ örnek olmuştur.

Zekiye Çomaklı’nın sosyal çalışmalarından örnekler;

Erzurum’un ilk kadın köşe yazarıdır.

Şiirlerini kitaplaştıran Erzurumlu ilk kadın Şair

1988 de Kültür Müdürlüğü Galerisinde Erzurum’da ilk defa ŞİİR SERGİSİNİ açtı

Kendi el emeği olan Yapay Çiçek Sergi ve Kermesini tek başına gerçekleştirdi; gelirinin tamamını, Mehmetçik Vakfı ve Polis Eşleri Dayanışma Derneğine bağışladı.

Hatmigül Şiir Kitabının tüm gelirini Erzurum Emniyet Mensupları Eşleri Dayanışma Derneğine Bağışladı.

Erzurum’da alanında ilk ve tek aktivite olan, Cumhuriyetimizin 75. yılına atfen, Erzurum Atatürk Üniversitesi oditoryumunda kendi şiirlerinden bestelenen ve A.Ü.Güzel Sanatlar Fakültesi öğrenci ve hocaları tarafından seslendirilen şarkılar eşliğinde yine kendi şiirlerini okuduğu HATMİGÜL ŞİİR DİNLETİSİ’Nİ, 1500 kişilik katılımla gerçekleştirdi.

Erzurum Yakutiye ve Oltu ilçesi Belediyelerinin festivallerinde, Cezaevlerini İyileştirme ve Rehabilitasyon programları çerçevesinde, Erzurum Yarı Açık Cezaevinde ve Cumhuriyetin 80. yılı onuruna gönüllü olarak KEHRİBAR ŞİİR DİNLETİLERİ gerçekleştirdi.

Amatör Çalışmalarından oluşan fotoğrafları ile Erzurum T.O.B.B. sponsorluğunda ilk defa NOSTALJİK ERZURUM FOTOĞRAFLARI SERGİSİNİ açtı.

Türkiye’ de ve Erzurum’da ilk defa Cezaevlerini İyileştirme ve Rehabilitasyon Programı Çerçevesinde Erzurum Yarı Açık Cezaevinde Nostaljik Erzurum Fotoğrafları Sergisi açtı,

Erzurum’dan delege oyu ile listede yer alan ilk kadın MİLLETVEKİLİ ADAYI oldu,

İlk defa bir Dadaş Kızı, Erzurum Valiliği tarafından Nahcivan Özerk Cumhuriyetinde yapılan uluslararası bir Kadın Konferansına Türkiye’yi temsilen konuşmacı olarak görevlendirildi

 Erzurum’ da İlk defa bir kadın olarak Belediye Başkan Danışmanlığı yaptı,

Gönüllü Anneler Derneği gönüllü üyesi, Türk Kadınlar Birliğinin 30 yıllık faal üyesi, Görme Engelliler ve Türkiye Sakatlar Derneği ve Muharip Gaziler Derneklerinin gönüllü ve onur kurulu üyesi, Doğu Anadolu’nun ilk ve tek Girişimci Kadın Derneği olan, ERZURUM GİRİŞİMCİ KADINLAR DERNEĞİ (ER-KADIN) kurucu Başkanı ve halen Yönetim Kurulu Başkanıdır.

İki dönem Aşkale Belediye Başkanlığı yapmış olan İnş. Müh. Nuri Çomaklı ile evli olup bir erkek( Yrd.Doç. Dr. Şafak Ertan) biri kız (Melda Ela Kayak Milli antrenör ve hakemi) iki evladı vardır.
Erzurumlunun ablası Zekiye Çomaklı, Aziziye Belediye Başkanlığı için Aday Adayı oldu.Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Zekiye Çomaklı, Aziziye Belediye Başkanlığı için kolları sıvadı. Aday adaylığı süresinin son gününde AK Parti Aziziye İlçe Başkanı Ahmet Gül’e formunu teslim eden Çomaklı, “Belediyecilikte ilkleri başarmak için talibim” dedi. Mart ayında gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerde Erzurum’da AK Parti için aday adaylık süresinin son gününde, Aziziye Belediye Başkanlığına sürpriz bir isim talip oldu.

İLKLERİN KADINI
Erzurum’da yaptığı faaliyetler ile adından sıkça söz ettiren Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Zekiye Çomaklı, Aziziye Belediye Başkanlığı aday adaylığı için İlçe Başkanı Ahmet Gül’e formunu verdi. 35 yıldır Erzurum’a hizmet ettiğini söyleyen Çomaklı, “Şimdiye kadar Erzurum’da bir çok ilki başarmış biriyim. Belediyecilik anlamında da ilkleri başarmak için aday adaylık başvurumu yaptım. Bizler Nenehatun'un torunları kadınlar olarak siyaset arenasında da olmalıyız diye düşündüm. İnşallah şehrimiz ve ilçemiz için en hayırlısı kim ise ona nasip olur” dedi. Erzurumlunun 'Zekiye ablası' olarak tanınan Zekiye Çomaklı, aynı zamanda AK Parti'den Erzurum'da Aday Adaylığı müracatında bulunan ilk kadın oldu. 

"ZEKİYE ABLA PARTİMİZ İÇİN BÜYÜK BİR SEVİNÇ KAYNAĞI"
Çomaklı’nın başvuru yapmasına çok sevindiğini bildiren AK Parti Aziziye İlçe Başkanı Ahmet Gül, “Yerel seçimlerde bir bayanın aday aday olması partimiz ve bizler için büyük bir sevinç kaynağıdır. Başkanlık nasip işidir. Fakat bizler Zekiye Hanım’ın aday adayı olmasına çok sevindik. İnşallah bu adım diğer tüm bayanlarımıza da örnek olur” diye konuştu.

 ERZURUM’DA ZAMAN
         Canınız sıkılırsa bir gün çıkın Palandöken’e.İster yürüyerek ister araçla, kayak yolundan başlayın ta...zirvelere...çıkabilirseniz çıkın Ejder’..Bakın, oradan aşağıda ki koca bir tarih taşıyan, koca bir kültürün beşiği, asırlık çınarları olmasa bile asırlık minareleri görünen Erzurum’a…Göreceksiniz ki bekliyor sizi yüzyıllardır ayakta duran saat kulesi, tabyalar, duvarlarına sinmiş Kur’an sesi ile Ulu Camii…Kollarını semaya kaldırmış bekliyor Çifte Minareler, uyanır, gözlerini açar diye umduğumuz Cimcime Sultan…
         İstanbul Kapı’da belki de İstanbul’dan gelen İpek Yolu kervanlarını görürsünüz ya da Kars Kapı’dan batıya gitmek için hazırlanan deve kervanlarını…Gürcü Kapı Gürcistan yolcularını misafir alırdı Erzurum’un koynuna…Denizi yoktu, gemileri de Erzurum’un ama kapıları vardı tarih kokan..Tebriz Kapı’da hala Tebrizli görebilir mi insanlar? İran’dan geldiği söylenen ipek halılardan var mıdır hala. Hayır dualarını ettiler mi seyyahlar Lala Paşa’da.. Yakutiye’nin serin duvar diplerinde namaz sonrası sohbet ettiler mi? Kavak Kapıda asker görebilmek için uzun uzun beklediler mi?
         Erzincan Kapıda yaptıkları uzun alış verişlerin sonunda çay içmişlerdir mutlaka Dere Mahallesinin yukarısında olduğu söylenen Değirmen başlarında.Boğaz’da serinlemişlerdir yaz güneşinin kavurucu sıcağında..Çıkmamışlarsa eğer Abdurrahman Gazi Hazretlerini ziyarete, inanışa göre mutlaka yedi kere Erzurum’a geri gelmişlerdir…ve mutlaka bir avuç su içmişlerdir orada ki çeşmeden..Sabah ezanı ile birlikte uyanan kuşların müezzinlere eşlik ettikler, ne şahit olmuşlardır püfür püfür esen seher rüzgarında.. “Dua etmeden terk etmeyin beni” diyen şehrin manevi dinamiklerine Yasin’i Şerif okumuşlardır. Şehre inince sabah çayını yudumlamışlardır sabahçı kahvelerinde, akıl ve gönlü yan yana koyan âşıkları dinlemişlerdir o akşam kahvehanelerinde. Uzun, kahırlı yılların ardından bel veren Erzurum konaklarını, Taş Mağazaları, paralelinde ki Kevelcileri, Bat Pazarını, Palandöken’den gönül gözü ile çektikleri bir kare fotoğrafa sığdırmışlardır yüreklerinde. Bar oynayan Dadaşlar gibi yaslanmışlardır Palandöken’e umut bulutları…
         Taş binalar taş soğukluğunda değildir Erzurum’da. Gündüz sıcak kavurmaz ve rahat uyursunuz serin akşamlarda. Güneş ve gölge paylaşırlar günün saatlerini. Dar sokaklarda insanların insanlarla, insanların evlerle ilişkileri sıcaktır her zaman, selamlarını esirgemezler birbirlerinden. Arada bir de olsa çıkarsanız Palandöken’e ta.. Tabyalardan, Dadaş kent’e, Yenişehir’den Kazım Karabekir’e gözlerinizle yüreğinizle bir yolculuk yapın, HER TÜRLÜ GÜZELLİĞİN BİR FOTOĞRAF KARESİNE sığdığını göreceksiniz. ALINTI..

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.