AYET-İ KERİME

http://siyasetnamem.blogspot.com.tr/2017/03/islamin-dunyada-yayilmasindan-korkan.html?spref=fb

26 Temmuz 2013 Cuma

28 Şubat sürecinde derslere başörtüsüyle giren öğretmenin meslekten

28 Şubat sürecinde derslere başörtüsüyle giren öğretmenin meslekten......
 4 kişi daha görevden alındı!

MEB 'teki başörtü soruşturmasında yeni gelişme
4 hukuk müşavirine ‘tedbiren’ görevden el çektirildi.
Danıştay 'ın 28 Şubat sürecinde derslere başörtüsüyle giren öğretmenin meslekten ihraç edilmesine yönelik bozma kararına hukuk müşavirliğinin itiraz etmesiyle başlayan süreç devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 28 Şubat sürecinde derslere başörtüsüyle girdiği için meslekten çıkartılan bir öğretmenin mahkeme kararıyla dönüşüne itiraz etmesi üzerine 4 hukuk müşavirine ‘tedbiren’ görevden el çektirildi.  Aralarında başörtülü öğretmen kararına itiraz eden Harun Kaman’ın da bulunduğu 4 hukuk müşavirine ‘tedbiren görevden el çektirildiği’ öğrenildi. Kaman’ın dışında ‘tedbiren görevden el çektirilen’ hukuk müşavirleri Meral Dağtekin, Seher Kutay, Süleyman Kılınç.

Radikal Gazetesi'nin haberine göre, MEB Hukuk Müşavirliği’nde ‘başörtülü öğretmenin mesleğe dönüşü’ üzerinden yaşanan süreç devam ediyor. Hukuk Müşavirliği’nin Harun Kaman isimli hukuk müşaviri imzasıyla, meslekten çıkarılmış bir başörtülü öğretmenin dönüşüne ilişkin mahkeme kararına yaptığı itirazın ortaya çıkmasının ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç , bu hafta başındaki Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası, MEB’in hem itirazını geri çektiği, hem de Hukuk Müşavirliğinde konuyla ilgili adı geçen müşavirin görevinden el çektirdiğini açıklamıştı. 

Arınç’ın açıklamalarına karşın Hukuk Müşavirliği’nde ‘görevden el çektirilen’ bir hukuk müşavirinin bulunmadığı öğrenilirken, mahkeme kararına itirazda imzası bulunmamasına karşın MEB Birinci Hukuk Müşaviri Osman Çelik’in ismi tartışmaların odağına gelmişti. Çelik, itirazla ilgi bilgisi olmadığını, görevden ayrılmasının da ‘el çektirme’ değil 4 Temmuz itibariyle verdiği emeklilik dilekçesi çerçevesinde olduğunu açıklamıştı.  Olayla ilgili yeni bir gelişme daha yaşandı. Aralarında başörtülü öğretmen kararına itiraz eden Harun Kaman’ın da bulunduğu 4 hukuk müşavirine ‘tedbiren görevden el çektirildiği’ öğrenildi. Kaman’ın dışında ‘tedbiren görevden el çektirilen’ hukuk müşavirleri Meral Dağtekin, Seher Kutay, Süleyman Kılınç.

9 Temmuz 2013 Salı

Saadet Partisi Mısır'da yaşanan darbeyi kınamak için miting düzenliyor.

Saadet'ten "Mısır" mitingiyle bir ilk!

Saadet Partisi Mısır'da yaşanan darbeyi kınamak için miting düzenliyor. Kazlıçeşme Meydanı'nda yapılacak mitingin ardından partililer toplu iftar yapacak.

Saadet Partisi Mısır'da yaşanan darbe ve katliama dur demek için 14 Temmuz Pazar günü İstanbul Kazlıçeşme Meydanı'nda miting düzenliyor.

Özellikle Ramazan ayı ve havaların sıcak olmasından dolayı konuşmacıların kısıtlı tutulacağı öğrenilen mitingin Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın İslam birliği vurgusu yapması bekleniyor.

Saat 17:30'da başlayacak olan miting katılımcıların toplu iftarıyla son bulacak. mitinge Arap ve Ortadoğu dünyasından bir çok isimin katılması bekleniyor.

Saaadet Partisi geçtiğimiz yıl yine Ramazan ayında Arakan'da yaşanan katliamı kınamak için Kadıköy Rıhtım Meydanı'nda miting düzenlemişti.

Saadet Partisi'nde bir ilk

Daha önce organize ettiği mitingleri Çağlayan Meydanı ve Kadıköy Rıhtım Meydanı'nda gerçekleştiren Saadet Partisi, kurulduğu günden bu yana ilk defa AK Parti ve CHP mitinglerinin gerçekleştiği , İstanbul'un en büyük miting alanı olan Kazlı Çeşme Meydanı'nda miting düzenliyor.

6 Temmuz 2013 Cumartesi

OY VERDİLER SEÇTİLER: ŞİMDİ MÜSLÜMANLARA BU DEMOKRASİ DARBESİ NİYE, KİMDEN?

Mısır, Arap Baharından sonra bir defa daha tarih yazıyor. Yüzde 52 ile seçilen Muhammed Mursinin darbe ile
devrilmesini sindiremeyen halk, ev hapsindeki cumhurbaşkanı tekrar özgürlüğüne kavuşana kadar pes etmeyeceğini duyurdu.  Ülke genelinde yaklaşık 30 milyon kişi meydanlara doluşarak Mursi'nin görevine dönmesini istedi. İhvan Teşkilatı'nın ev hapsindeki Muhammed Mursi'nin salıverilmesi için orduya verdiği 2 saatlik sürenin dolması ile çatışmalar yaşandı. 6 Ekim Köprüsü'nde karşı karşıya gelen Mursi taraftarları ile polis arasında sert çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda en az 20 kişinin öldüğü, 500'e yakın kişinin de yaralandığı bildirildi. Öte yandan Sina vilayetinde açık bir alanda namaz kılan Muhammed Mursi taraftarlarına ateş edilmesi kameraya yansıdı. Çıkan olaylarda 4 polisin öldürülmesinin ardından, Mısır ordusuna ait helikopterler El-Ariş Havaalanı'na yakın bölgeleri bombaladı. Mursi yanlıları daha sonra Başkanlık Sarayı ile devlet televizyonunu kuşattı. Göstericilerle anlaşan televizyon, Mursi yanlsı yayın yapmaya başladı.MUTABAKAT HÜKÜMETİ KURULSUN
Müslüman Kardeşler liderlerinden Muhammed Bedii, askeri yönetime rest çekerek, “Muhammed Mursi, tüm Mısırlıların cumhurbaşkanıdır. Mısır, bugünden sonra askeri bir yönetimi tanımayacaktır. Mursi dönünceye kadar milyonlarca destekçisi meydanlardan ayrılmayacak” dedi. Mısır ordusuna , “Mısırlılara dön ve kalplerindeki yerini muhafaza et” çağrısı yapan Bedii, “ Ey şanlı ordu, biz senin arkandayız. Sen de bizi düşmanlarımıza karşı koru ve silahını vatan evlatlarına doğrultma” ifadesini kullandı. Mısır halkının askeri yönetimi tanımayacağını vurgulayan Bedii, ordunun siyasete müdahil olmak yerine asli görevine dönmesi gerektiğini belirtti. Gelişmeler üzerine 200 subayın ordudan istifa ettiği belirtildi. Bazı subayların ise Mursi yandaşları arasına katılarak destek verdikleri görüldü. Genelkurmay Başkanı Sisi'nin Mursi ile pazarlık yaptığı, “Serbest bırakırız ama istifa etmen karşılığında” denildiği iddia edildi. Muhalefetin ise Sisi'ye bir mutabakat hükümeti kurulmasını teklif ettiği bildirildi.

ORDU SİNA'YA GİREMİYOR
Kendi halkına gücü yetti ama...
Mısır Silahlı Kuvvetleri, Afrika ve Orta Doğu'nun en büyük, dünyanın ise en büyük onuncu ordusu konumunda. Yaklaşık 468 bin faal askere, 1 milyon civarında yedek askere sahip.  Ordunun yanı sıra büyük bir paramiliter gücü barındırıyor. 491 milyar dolarlık milli gelirin yüzde 40'ını kontrol ettiği tahmin edilen ordu ülke ekonomisinde de büyük ağırlığa sahip. İsrail'den sonra bölgede en fazla M1A2 tanklarını elinde bulunduruyor. Mısır Hava Kuvvetleri'nde 216 adet F-16,  579 savaş uçağı ve 149 savaş helikopteri var. Ancak buna rağmen ordu siyasetteki gücünü ülke sınırlarını korumakta gösteremedi. İsrail'le 20'inci Yüzyıl'da 5 kez savaşan Mısır ordusu hiçbir varlık gösteremediği gibi 1967'deki Altı Gün savaşı'nı sadece 6 günde kaybetti. Bunun sonucunda Sina Yarımadası elden çıktı.  1979'da yapılan Camp David Barış Anlaşması ile Sina'yı geri alsa da bölgede polis dışında askeri güç ve askeri teçhizat bulunduramıyor. Aksi halde bu İsrail için savaş nedeni sayılıyor.

Afrika Birliği üyeliği askıda
Afrika Birliği, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin göreve gelişinin birinci yıldönümüyle birlikte yoğunlaşan sokak gösterilerini izleyen ordu müdahalesinin ardından Mısır'ın üyeliğini askıya aldı.  Mısır'ın üyeliğinin askıya alınmasının, herhangi bir üye devlette anayasal kuralların ihlal edilmesi durumuna Afrika Birliği'nin verdiği olağan bir karşılık olduğu belirtildi. Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi Başkanı Admore Kambudzi konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi, Mısır'ın, ülkede anayasal düzen yeniden tesis edilene kadar katılımını askıya aldı” dedi.

Refah kapalı, Sina'da OHAL
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün gideceğinin açıklandığı Gazze de Mısır'daki darbenin kurbanı oldu. Erdoğan için dev karşılama töreni planlayan 1.8 milyon Gazzelinin dünyaya açılan tek kapısı Refah sınırı dün Mısır yönetimi tarafından  kapatıldı.  Filistinli yetkililer, kapatılma nedeni hakkında kendilerine bilgi verilmediğini belirtti.  Mısır, dün Sina Yarımadası'nda da olağanüstü hal ilan etti. Sina'nın El-Ariş Havaalanı ile Refah'daki bir karakola ve orduya ait 6 kontrol noktasına silahlı kişiler tarafından roketatarlarla eş zamanlı saldırı düzenledi. Ariş Havaalanı yakınındaki kontrol noktasına yönelik saldırıda 1 asker öldü, 2 kişi yaralandı. Refah kentindeki polis karakolunu hedef alan saldırıda ise 4 asker yaralandı.

Batı basını: Bu, darbe değilse darbe nedir! 
Avrupa Birliği'nin, Mısır'da yaşananları “darbe” olarak nitelendirmekten ve kınamaktan kaçınması  Batı basınında  ve bazı üye ülkelerde ağır bir şekilde tenkit edildi. İngiliz İndependent, “Bir darbe ne zaman darbe değildir? diye sordu ve “Dünya tarihinde ilk kez bir darbe, darbe değil. Ordu yönetimi ele geçiriyor, demokratik bir şekilde seçilmiş devlet başkanını görevden alıp tutukluyor, anayasayı askıya alıyor ama Batılı liderlerden tek bir darbe kelimesi çıkmıyor” yorumunu yaptı. 

AP AJANSI:
Sisi 1 hafta önce ültimatom vermiş
Mısır Ordu komutanı Abdulfettah El Sisi'nin 30 Haziran gösterilerinden bir hafta önce Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye gelerek ültimatom verdiği ve çekilmesini istediği bildirildi. AP ajansında Hamza Hendawi ve Maggie Michael imzasıyla habere göre Abdulfetah El Sisi, Mursi'ye görevi bırakmasını, askeri ültimatoma karşılık vermemesini ve sokaklara dökülen muhaliflerin taleplerini kabul etmesini istedi. Sisi'nin tehdidine karşı Muhammed Mursi'nin ülkenin büyük çoğunluğu tarafından seçildiğini ve meşruiyetini buradan aldığını belirterek “Cesedimi çiğnemeden bu isteğinizin yerine gelmesi mümkün değil” dediği bildiriliyor.

4 Temmuz 2013 Perşembe

DARBECİ OLMAK İÇİNMİ 1992'de İngiltere'de, 2006'da da ABD de eğitim aldı,

Mısır'da darbe yaparak Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi görevden alan Mısır Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdel Fettah El Sisi, 1954'te Kahire'de doğdu. 1977 yılında Mısır Harp Akademisi'nden mezun olan El - Sisi, 42. Mekanize Taburu 94. Bağımsız Mekanize Tugay 23 Mekanize Tümen Komutanı olan Sisi, daha sonra Suudi Arabistan Krallığı Askeri Ataşesi olarak görev yaptı. Yurt dışında 1992'de İngiltere'de Genel Komutanlığı ve Personel Ders, Müşterek Komuta ve Kurmay Kolejin'de, 2006'da da ABD Kara Harp Akademisi'nde eğitim aldı. El Sisi, 2008 yılında Kuzey Askeri Bölge-İskenderiye Komutanı oldu. Daha sonra Askeri İstihbarat ve Keşif Müdürlüğü yapan El - Sisi Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nin en genç üyesi oldu. 12 Ağustos 2012'te Mursi tarafından Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanlığı'na getirildi. Mursi'nin bu hareketi, ordu kontrolünü de eline aldığı şeklinde yorumlanmıştı.  

Dünya medyası 'Darbe' dedi

Mısır'da ordunun yönetime el koyması dünya medyasında 'flaş' haber olarak ilk sırada yer alırken, genel olarak ordunun eylemini 'darbe' olarak tanımlandı.

 ABD'de New York Times'ın editör köşesinde Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi'nin hatalarına rağmen Mısır'ın ilk seçilmiş lideri olduğu vurgulanarak, "Mursi'nin ordu tarafından iktidardan indirilmesi tartışmasız olarak darbedir. Eğer Mısırlılar, diktatör Hüsnü Mübarek'i iktidardan düşüren 2011 devriminin, demokrasinin reddedilmesine götürecek şekilde sona ermesine izin verirlerse bu trajik olur" ifadeleri kullanıldı. Mısır'da yeniden oluşacak siyasi düzende Mursi, Müslüman Kardeşler ya da genel anlamda İslami siyasetin yer alması gerektiği belirtilen yorumda, aksi takdirde Mısır demokrasisinden bahsetmenin tartışmalı hale geleceği kaydedildi.Gün boyu yayın yapan CNN Amerika'da, ekran ikiye bölünerek Mursi karşıtları ve yanlılarının gösterileri verildi, uzmanlarla canlı bağlantı yapıldı.  CNN'in internet sayfasının da ilk haberi Mısır oldu. Haberde, ordunun ülkenin ilk demokratik yollardan seçilmiş Cumhurbaşkanını devirdiği belirtilerek, hala ülkenin meşru lideri olduğu yönünde ısrar etse de Mursi'nin ev hapsine alındığı kaydedildi.
Mısır'daki gelişmeler Washington Post'un da ilk ve en fazla okunan haberi oldu. Haberde Mısır'ın ilk demokratik yollardan seçilmiş Cumhurbaşkanı olan Mursi'nin askeri liderler tarafından iktidarından edildiği aktarıldı.
Gazetedeki haberde, siyasi analistlerin, Mısır'da ordunun müdahalesinin birçok liberal ve laik Mısırlı tarafından ne kadar olumlu karşılansa da, ülkenin demokratik geleceği açısından iyiye işaret olmadığı şeklinde uyarılarda bulunduğu belirtildi.
Gazetedeki bir başka yazıda da, "Aşırı sağcıların haklarından mahrum edilmesinin, Mısır ve bölgede radikalleşmeye neden olabileceği" yorumu yapıldı.
Ordu cumhurbaşkanını devirdi
Çin'de özellikle yurt dışından temel haber sağlayıcısı olan Şinhua ajansı, "Ordu Mısır'da yeni bir başlangıç yapıyor ancak İhvan varlığını sürdürebilir" başlıklı yazıda, Mısır ordusunun, verdiği 48 saatlik sürenin ardından Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi zorlayarak yönetime el koyduğunu yazdı. 
"Mursi'nin devrilmesi Mübarek'e göre daha hızlıydı ancak zordu" denilen haberde, Mursi'yi devirmek için insanların sokaklara döküldüğüne ancak Mursi ve İhvan taraftarlarının da sokakları doldurduğuna işaret edildi. Mübarek'in, "böyle önemli bir desteğe" sahip olmadığı hatırlatıldı. 
China Daily gazetesinin "Ordu Cumhurbaşkanını devirdi, değişimi açıkladı" başlıklı haberinde de Mısır'ın ilk kez seçimle gelen lideri Mursi'nin "dramatik" gidişinin, Mübarek'in devrilmesinden bu yana Arap dünyasının en kalabalık ülkesindeki kargaşada "başka bir düğüme" daha neden olduğu belirtildi. 
ÇKP'nin yayın organlarından Global Times gazetesi de "Ordu darbe gümbürtüsü arasında Mursi'yi yerinden etti" ifadesini kullanarak, ülkede birkaç gündür yaşanan olayları anlattı.

2 Temmuz 2013 Salı

BOMBASI...yılın... Gezi öncesi Koç, Demirel ve Sarıgül buluşması...

BOMBASI...yılın...
Gezi öncesi Koç, Demirel ve Sarıgül buluşması...
İşadamı Rahmi Koç ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden CHP'nin başına hazırlanan Mustafa Sarıgül'ün, Gezi olaylarından tam bir gün önce 30 Mayıs'ta Demirel ile görüştükleri ortaya çıktı. Derin görüşme, Demirel'e taziye ziyareti adı altında yapıldı. 
...ROTAHABER / ÖZEL - Rotahaber, son 1 aydır yaşanan Gezi ayaklanması sırasında ve bundan sonra yaşanacakları anlamlandıracak 2 fotoğrafı yayınlıyor.

Mayıs ayının son günlerinde başlayan Gezi Parkı ayaklanmasının perde arkasında sermaye kesiminin bulunduğu iddiaları tartışılırken, bizzat Başbakan Erdoğan tarafından itham edilen Koç Grubu'nun tepe ismi Rahmi Koç Gezi olaylarından bir gün önce ilginç bir görüşme gerçekleştirdi. Rahmi Koç'un, yeni siyasi gözdesi Mustafa Sarıgül'ü de yanına alarak Demirel ile görüştüğü ortaya çıktı. Taziye ziyareti adı altında gerçekleşen görüşmenin tarih ise oldukça çarpıcı. 30 Mayıs 2013 yani Gezi olaylarında şiddetin zirve yaptığı günden bir gün önce.

Bu fotoğrafları kimse sadece "sıradan bir taziye resmi" olarak görmesin. Evet, olay 27 Mayıs'ta vefat eden Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel'in cenazesinde Isparta'da çekildi. Ama Koç Grubu bünyesinde bulunan şirketlerden olan SetAir'e ait AW 139 tipi helikopterin yolcuları hayli ilginç. 


AK Parti'nin kurulması öncesinde söylediği sözler üzerine, grubunun başından ayrılıp kendini erken emekliliğe ayıran Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç'un, Koç Holding'e ait bir helikopter'de olması son derece normal. Ancak, resmi anlamlandıran, İstanbul sermayesinin el bebek gül bebek büyüttüğü Mustafa Sarıgül'ün bulunması. 

Rahmi Koç, eski Başbakan Yardımcılarından Hüsamettin Özkan'ı da yanına alarak Mustafa Sarıgül ile birlikte Isparta'ya Süleyman Demirel'e taziyeye gidiyorlar. 

Demirel'e yapılan taziye ziyaretinin hemen ardından ise malum Gezi Parkı ayaklanmaları başladı. Bu ziyaret ile Gezi Parkı ayaklanmalarının ilişkisine vurgu yapmak gibi bir iddiamız yok. Ama AK Partili olmayı "hakaret" kabul edecek biriyle birlikte yine siyasi kimliğiyle öne çıkan birini ziyarete gitmesi epey konuşulacak gibi. 


KİLİT ADAM TAYLAN BİLGEL

Süleyman Demirel'e yapılan taziye ziyaretinde mekanındaki fotoğraf karesinde bir önemli isim daha bulunuyor. Anadolu Otomotiv'in kurucusu ve Doğan Holding'in Yönetim Kurulu Üyesi Taylan Bilgel. Taylan Bilgel, iş dünyasında Aydın Doğan'ın ikizi olarak anılan bir isim. Koç-Doğan Grubu ile Demirel arasındaki kontak kişi olduğu öne sürülüyor.

Taylan Bilgel, Doğan Holding ile Demirel arasındaki kilit kişi olduğu iddia ediliyor. Doğan Holding'in yönecisi olması dolayısıyla Aydın Doğan'ın yanında, hemen her önemli etkinlikte de Demirel'in etrafında bulunan bir kişi.

Demirel'in geçtiğimiz yıl Şubat ayında yakın dostlarını biraraya getiren meşhur "Trilye buluşması"nda kamuoyu Taylan Bilgel ismini sıklıkla duymuştu. 

RAUF TAMER'İN TÜYLERİNİ DİKEN DİKEN ETMİŞTİ

Demirel'in Taylan Bilgel ile bu buluşması ilk olmadığı gibi son da olmadı. 2010 yılında İstanbul Kıyı Restoran'da Demirel'in dar çerçevedeki dostlarıyla buluşmasında da Bilgel ismi, Cavit Çağlar, Orhan Keçeli ve Hulusi Turgut ile birlikte öne çıkıyor. 
Doğan Medya bünyesinde bulunan Posta yazarı Rauf Tamer, Taylan Bilgel'in anlattıklarını köşesine taşımış ve anlatılanlardan tüylerinin diken diken olduğunu yazmıştı.

"Geçen hafta, Demirel’le meşhur Kıyı Restoran’a gitmişler.
Masadakiler, Demirel, Taylan, Cavit Çağlar, Orhan Keçeli, Hulusi Turgut ve Demirel’in doktoru.
Yemek ve sohbet bitince, lokalden çıkarlarken restorandaki bütün masalar ayağa kalkıp Demirel’i alkışlamış.
Taylan Bilgel o alkışları anlatırken tüylerim diken diken oldu. Akşam eşime anlattım. Gözleri doldu."

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.