AYET-İ KERİME

http://siyasetnamem.blogspot.com.tr/2017/03/islamin-dunyada-yayilmasindan-korkan.html?spref=fb

30 Haziran 2013 Pazar

BUGÜN SEÇİM OLSAYDI anketi

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Erkan Tan son yazısında, yapılan en son seçim anketini açıkladı.

Mak Siyasi Danışmanlık Yön. Kur. Başkanı Mehmet Ali Kulat ile görüşen Tan, 54 bin denekle yapılan anketin sonucuna göre Türkiye'nin "manzara-i umumiyesini" de açıkladı.

İşte Erkan Tan'ın yazısındaki o anket;

BUGÜN SEÇİM OLSAYDI
Mak Siyasi Danışmanlık Yön. Kur. Başkanı Mehmet Ali Kulat ile sonuçları cuma gecesi analiz edilen Türkiye genelinde 54.000 denekle yapılan anketi konuştuk; İşte Türkiye'nin manzara-i umumiyesi...

Hükümetin barış projesinde akil insanlar çalışması size göre başarılı olmuş mudur?

Evet %63, Hayır %28, Kararsız %9.

En beğendiğiniz siyasi lider kimdir?

Recep Tayyip Erdoğan % 41; Abdullah Gül % 17; Kemal Kılıçdaroğlu % 9; Mustafa Sarıgül % 7; Devlet Bahçeli % 7; Selahattin Demirtaş % 5; Bülent Arınç % 5; Deniz Baykal % 4; Diğerleri % 5.

Meclis'in yeni anayasa yapabileceğine inanıyor musunuz?

Evet % 43; Hayır % 41; Kararsız % 6.

Türkiye'de dış güçlerin bir Alevi- Sünni kavgası çıkarmak istediğini düşünüyor musunuz?

Evet % 58; Hayır % 25; Kararsız % 17.

Şu anda ülkemizin (en çok konuşulan konu) birinci gündemi nedir?

% 34 Gezi Parkı Olayları; % 13 Türkçe Olimpiyatları; % 11 Hayat Pahalılığı; % 10 Akdeniz Oyunları; % 7 Suriye; % 7 Ahlaki Yozlaşma; % 5 Diğerleri.

Türkiye'de yeni bir siyasi partiye ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Neden?

Evet % 31; Hayır % 34; Kararsız %35.

Bu pazar yerel seçim olsa hangi parti ne kadar oy alır?

AK PARTİ: %46.7, 
CHP: %22.2, 
MHP: %14.4, 
BDP: %5.2, SAADET: %4.4, BBP: %1.1, KARARSIZ ve DİĞERLERİ : %6.

MHP CHP YAKINLAŞMASI

MHP-CHP yakınlaşması ne getirir?

Yerel seçim dengesini değiştirecek faktörlerden biri de MHP-CHP yakınlaşması... Ancak bu durumda zannedilenin aksine iki partinin aynı adaya oy verme çalışması yüzde yüz değil, en iyi ihtimalle % 70 olumlu sonuçlanabilir. Ancak bu durumda %30 civarında oy üçüncü bir partiye kanalize olabilmektedir.

MİLLİYETÇİLER VE MUHAFAZAKARLAR AK PARTİ'DE

Milliyetçi ve muhafazakarlar AK Parti'de birleşiyorlar...

Gezi parkı eylemlerinin; AK Parti'nin Lideri R. Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığının kesinleşmesi, bu eylemlerin toplumda oluşturduğu infial, bu eylemlerin yurtdışı ve yurt içi bağlantıları, kamu mallarının zarar görmesi...vs. AK Parti'de ciddi kenetlenmeye sebep olduğu gibi özellikle milliyetçi muhafazakâr oyların iktidar partisinde daha yoğun toplanmasını sağladı.

GEZİ OLAYLARI CHP'YE KAYBETTİRECEK

Gezi Parkı eylemleri en çok CHP'yi; Her ne kadar 'biz kurumsal kimlikle olaylara katılmadık' deseler de milletvekilleri başta olmak üzere CHP teşkilatlarının olaylarla özdeş görüntüsü vatandaş nazarında CHP'yi zorda bırakmaktadır. Mak Danışmanlık olarak yaptığımız bu çalışma gezi parkı eylemlerinin sonuçlarının oya yansıması anlamında halen erken bir analiz olsa da CHP'nin oy kaybının ipuçlarını vermektedir.

29 Haziran 2013 Cumartesi

İdam etmeden 3 gün önce insanlık dışı tacizlere maruz bıraktılar

“SANAT CAMİASINDA ERGENEKON BENZERİ BİR YAPILANMA VAR”

Programa Erzurum”dan canlı bağlanan Ünlü Tiyatrocu Ahmet Yenilmez de Gezi Provokasyonlarına alet olan bazı sanatçıları topa tuttu. Yenilmez; “Sanat dünyasının içinde de Ergenekon benzeri bir yapılanma var. Birileri Ergenekon yapılanmasının neticesini cezaevine tıkıyor, ama o neticeyi yetiştiren kurumların üzerine gitme cesareti gösteremiyor. Bugün Ergenekon yapılanmasının mektebi Türk Sineması ve Türk Tiyatrosudur. Bu görmezden gelindi ve yara büyüdü. Bu yaranın önüne geçebilmek için özellikle sanatın içindeki kast sisteminin tasfiye edilmesi gerekir.” dedi.

Prof. Dr. Faruk Şen, Avrupa Birliği’nin bu olayların çok üzerine gittiğin ve Türkiye ile olan ilişkilerini sıkı düzene soktuğunu söylerken, Meryem Gayberi ise; sanatçıların Türkiye’deki diğer toplumsal, sosyal olaylarda sesini çıkarmazken Gezi olayların uzman kesildiğini söyledi

Programda söz alan Eski Bakan Hasan Celal Güzel, gündeme bomba gibi düşecek şok açıklamalarda bulundu… Güzel, “Gezi Provokasyonları başlamadan 2 ay önce benim bilgim vardı. Bu Türkiye’ye karşı çekilen derin bir operasyondur... Türkiye bunları geçmişte de gördü. 27 Mayıs’da 28 Şubat’ta Ulusalcı Medya’nın tutumu aynıydı… Rahmetli Başbakan Adnan Menderes’i idam etmeden 3 gün önce prostat muayenesi yapacağız diye, insanlık dışı tacizlere maruz bıraktılar… Bugün de hedef Başbakan Erdoğan’dı ancak Başbakan dik durdu.. Devlette acziyet olmaz. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” şeklinde konuştu…

28 Haziran 2013 Cuma

Fethullah Gülen'e "Emekli vaiz" benzetmesi

Ahmet Hakan, Fatih Tezcan gibilerinin daha önce 'Hocaefendi' dedikleri Gülen'e şimdi niçin 'Emekli vaiz' benzetmesi yaptığını yazdı.

Fatih Tezcan adlı gazeteci Ülke TV'de yayınlanan bir programda Fethullah Gülen'e "Emekli vaiz" benzetmesi yapmış, bu benzetme Gazetedi Nuh Gönültaş'ı oldukça sinirlendirmiş ve Tezcan'a çok ağır sözler söylemişti.

Ahmet Hakan, Fatih Tezcan gibilerinin daha önce "Hocaefendi" dedikleri Gülen'e şimdi niçin "Emekli vaiz" benzetmesi yaptığını yazdı.

İşte Ahmet Hakan'ın yazısı:

FETHULLAH Gülen, gayet yumuşak bir dille “Bir köprü kurarken kurulmuş başka köprüleri yıkmayın” dedi ya...

Acayip kızıyorlar Gülen’e...
Uyarının yumuşak ve dostça yapılmasına zerre kadar aldırmıyorlar.
“Ya bendensin ya ondan” dönemini başlattıkları için...
Böyle bir dönemde Başbakan Erdoğan’a “en yumuşak” biçimde de olsa ikazda bulunmayı, düşmana koz vermek olarak değerlendiriyorlar.
Düşmana...
Yani hükümete karşı gösteri yapan vatandaşlara...

- Hükümete itiraz edeni “düşman” olarak görüyorlar.
- Siyaset yapmayı “savaş” olarak görüyorlar.
- Vatandaşla işbirliği yapmamayı ve demokratik mekanizmaları çalıştırmamayı “dik durmak” olarak görüyorlar.
- Ürettikleri saçma sapan komplo teorilerine inanmayanları “gerçeklere sırtını dönmüş piyon” olarak görüyorlar.
- Uyguladıkları akla, mantığa ters stratejiyi beğenmeyenleri “AK Parti’yi devirmeye çalışan güç” olarak görüyorlar.
- Eleştiri yapanları “hesap sorulacak kişiler” olarak görüyorlar.
- Kendi aralarında yer alıp da “Yanlış yapıyoruz” diyenleri “hain” olarak görüyorlar.
- Durumu toparlamaya çalışan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü “selden kütük koparmaya çalışan adam” olarak görüyorlar.
Daha önce “Hocaefendi” dedikleri Fethullah Gülen için “Emekli vaiz” demeye başlamaları da bu bağlamda değerlendirilmelidir.

18 Haziran 2013 Salı

DİNİMİZ İSLAM'A DÜŞMANLIK ETMEYİN.. VATANI YAKMAYIN

VATANI YAKIP VATANDAŞI KATL ETMEYİN... BÖLÜNMEYİN!!!
VATAN / MİLLET / BAYRAK / ALLAH'A cc İMAN AŞKIYLA DOPDOLU OLAN SEVGİLİ KARDEŞİM;... DEVLETİMİZE VE AZİZ MİLLETİMİZE HAYIRLI HİZMET GÖREVLERİ YAPMAK İÇİN, MİLLİ İRADENİN / TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİMİZİN GÜVEN OYU VEREREK VAZİFELENDİRDİĞİ / GÖREVLENDİRDİĞİ DOMOKRAT PARTİ İKTİDARINI 27 MAYIS 1960 İHTİLALİ İLE DEVİREN, EFSANE BAŞBAKAN ALİ ADNAN MENDERES'İ VE ARKADAŞLARINI GERÇEK DIŞI UYDURMA GEREKÇELERLE YARGILAYIP İDAM EDEN DEMOKRASİ DÜŞMANI GÜÇLER, TÜRKİYE'DE KOMÜNİST / DİNSİZ - İMANSIZ / DEMOKRASİ DIŞI BİR AZINLIK REJİMİ KURMAK İÇİN HEMEN ÇALIŞMALARA BAŞLADILAR VE İLK İŞ OLARAK DA MASUM TÜRK GENÇLERİNİ SAĞCI - SOLCU DİYEREK İKİYE BÖLDÜLER... KENDİLERİ SOLDA YERLERİNİ ALARAK, GİZLİ ÖRGÜTLERDE EĞİTMİŞ OLDUKLARI SOLCU GENÇLERİ, VATAN / MİLLET / İMAN / BAYRAK AŞKIYLA BURAM BURAM ANADOLU KOKAN SAĞCI / ÜLKÜCÜ GENÇLERİMİZ'İN ÜZERLERİNE ELLERİ SİLAHLI OLARAK, KUDURUK KÖPEKLER GİBİ SALDIRTTILAR VE 5000'DEN FAZLA GENCİMİZ "YA ALLAH, BİSMİLLAH, ALLAHUEKBER" DİYEREK VATAN / MİLLET / BAYRAK / İSLÂM - İMAN / NAMUS UĞRUNA ŞEHÂDET ŞERBETİNİ İÇTİLER... AZİZ RUHLARI ŞAD, MAKAMLARI CENNET OLSUN... Âmiiinnn...... 
12 EYLÜL 1980 ASKERİ DARBESİYLE BİR DÖNEM KAPANIRKEN, TÜRKİYE'MİZ ASALA ERMENİ TERÖR ÖRGÜTÜ İSİMLİ YENİ BİR BELÂ İLE BOĞUŞMAYA BAŞLADI... DAHA SONRA PKK İSİMLİ TERÖR ÖRGÜTÜ ORTAYA ÇIKTI VE OTUZ SENEYE YAKIN BİR ZAMANDAN BERİ DEVLETİMİZ'İN BU IRKÇI - BÖLÜCÜ - İMANSIZ TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELESİ DEVAM ETMEKTEDİR... TÜRKİYE'MİZİN DIŞ DÜŞMANLARI İÇİMİZDEKİ BU ŞER ODAKLARINI GİZLİ GİZLİ FİNANSA ETMEKTE, DESTEKLEMEKTEDİRLER... 12 EYÜL 1980 ÖNCESİNİN SOLCULARININ BİR KISMININ BİZZAT KENDİLERİ, DİĞER BİR KISMININ DA ÇOCUKLARI PKK SAFLARINDA DEVLETİMİZLE SAVAŞ HALİNDEDİRLER... ANCAK; DÜNYADAKİ YENİ SİYASÎ DENGELER VE BÖLGEMİZDEKİ YENİ SİYASÎ GELİŞMELER NEDENİYLE, PKK YA DESTEK VEREN IRKÇI BÖLÜCÜ ZİHNİYET SAHİPLERİ İLE TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ TÜRKİYE CUMHURİYETİMİZLE BU SAVAŞI DAHA FAZLA SÜRDÜREBİLMELERİNİN MÜMKÜN OLMADIĞINI, SÜRDÜRMELERİ HALİNDE KENDİLERİNİ DAHA BÜYÜK BİR FELÂKETİN BEKLEDİĞİNİ, BUNDAN DA KURTULMALARININ ASLA ÇARESİNİN OLMADIĞINI DA ANLAYARAK, DEVLETİMİZİN BAŞLATMIŞ OLDUĞU BARIŞ SÜRECİNE DESTEK VERİR DURUMA GELMİŞLERDİR...
ŞİMDİ İSE; HER FIRSATTA VE HER ORTAMDA ULUSALCI / MİLLİYETÇİ / VATANSEVER GÖRÜNTÜSÜ ALTINDA BARIŞ SÜRECİNE KARŞI OLANLAR, TÜRKİYE'MİZİN BİR OTUZ SENE DAHA BİNLERCE ŞEHİT VEREREK, KAN VE GÖZYAŞI İÇİNDE TERÖRLE BOĞUŞMASINI MI VEYA MİLLÎ KAYNAKLARIMIZ, EKONOMİMİZ, VATANDAŞLARIMIZ ARASINDAKİ EN DEĞERLİ VARLIĞIMIZ OLAN KARDEŞLİĞİMİZİN YOK OLUP TAMAMEN HUSUMETE VE DÜŞMANLIĞA DÖNÜŞMESİNİ Mİ İSTİYORLAR... ALLAH cc KORUSUN, BÖYLE BİR FELÂKET ORTAMINDAN KİM KÂRLI KİM ZARARLI ÇIKAR?.... ALLAH VE RESÛLÜ sav AŞKINA,... LÜTFEN, ÇOK GEÇ OLMADAN VE ÂCİLEN BUNUN HESABINI VİCDANLARINA DANIŞARAK YAPSINLAR...... AKSİ HALDE, AZİZ MİLLETİMİZ BÖYLELERİNE LÂNETLER OKUMAYA BAŞLAYACAKTIR...... 
EY KİNLERİ HUSUMETLERİ AKILLARININ, MERHAMETLERİNİN VE İNSANÎ VİCDANLARININ ÖNÜNE GEÇMİŞ OLAN ZAVALLILAR!... DEVLETİMİZE / MİLLETİMİZE / EŞLERİNİZE, ÇOCUKLARINIZA, DOSTLARINIZA VE KENDİNİZE ZARAR VERMEKTEN VAZ GEÇİN... DAHİLÎ VE HARİCÎ EZELÎ DÜŞMANLARIMIZIN DEĞİRMENLERİNE SU TAŞIMAYIN, EKMEKLERİNE YAĞ SÜRMEYİN...... 
DİNİMİZ İSLAM'A DÜŞMANLIK ETMEYİN..
DEVLETİMİZİ VE MİLLETİMİZİ YOK EDİP,TARİH SAYFALARINDAN SİLECEK BÜYÜK FELÂKET HIZLA ÜZERİMİZE DOĞRU YAKLAŞMAKTADIR...... VATANDAŞLARIM, KARDEŞLERİM;... 
ALLAH RIZASI İÇİN UYANIN, UYANIN, UYANINN.....

GEZİ VE TAKSİM’İN GÖLGESİNDE DİYARBAKIR’DA KUZEY KÜRDİSTAN KONGRESİ.


Değerli arkadaşlar, bırakın o partiyi bu partiyi...bu yazıyı okuyun! Okuyun da kendiniz karar verin. Diyarbakır ne zamandan beri Kuzey olmuş?
--
Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı sonuç bildirgesi açıklandı.
17 Haziran 2013 Pazartesi 12:52
Diyarbekir/Amed'de ikincisi düzenlenen ‘Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’ sonuç bildirgesi açıklandı.
Diyarbakır’da iki gün devam eden, değişik siyasi, etnik, inanç gruplarının temsilcilerinin katıldığı ‘Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’ sonuç bildirgesi açıklandı.
Konferasın sonunda Birlik ve Çözüm Komitesi kurularak, komitede görev alacak üyeler ilerleyen günlerde bir yol haritası belirleyecek. Bildiri İmralı, Kandil, Ankara, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'ne gönderilecek.
“Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı Sonuç Bildirgesi”nin tam metni şöyle:
15-16 Haziran 2013 tarihinde değişik siyasi, etnik, inanç gruplarının temsilcileri olarak Amed’de gerçekleştirdiğimiz konferansımız, tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlanmıştır. Kürdistani tüm renklerin buluşmasıyla, iki günlük yoğun tartışma ve değerlendirmeler ışığında elde ettiğimiz sonuçları, tümKürdistan ve dünya halkları ile paylaşıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti, resmi kurucu ideolojisiyle tekçi ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşatmıştır. Kuzey Kürdistan’da Kürt Halkı ve Kürdistani tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye ve Türklük içinde eritmeye zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da yaşam hakkı tanımamıştır. Bu bağlamda, Asuri-Süryani, Ermeni, Laz, Gürcü, Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkez, Türkmen, Mıhallemi, Ezidi, Romanlar gibi halklar ve kültürler ile İslami grup, cemaatler ve özellikle kadınlar inanılmaz bir baskı ve yıldırma mekanizmasının mağdurları olmuştur.
Son yüzyılımız tekçi sisteme karşı Kürdistan ülkesinde başkaldırı ve özgürlük mücadelesi ile geçmiştir. Her defasında yok edilme politikalarına karşın, bugün bu tarihi buluşmayı gerçekleştirmemizde büyük bir öneme sahiptir. Konferansımız, bu serhıldanlarda hayatını kaybetmiş ve şehit olmuş herkesi minnet ve saygıyla yad eder, rahmetle anar.
Bu serhildanlar geleneğinin bir parçası olan PKK öncülüğündeki Kürt başkaldırısı son 30 yıldır sürmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin bu dönemde de tüm imha, inkar ve baskı uygulamalarına rağmen Kürt halkının direnci kırılamamıştır.
Barış ve özgürlük özlemi içinde, Kürdistani kimliklerin katılımıyla toplanan konferansımız, Kürdistan ve tüm bölgenin özgür geleceği için anlamlı bir adım atmış ve tarihi kararlara ulaşmıştır.
Konferansımızın aldığı kararlar şu şekildedir:
1- Sn. Abdullah Öcalan Kürt Sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için tarihi bir fırsat yaratmıştır. Kürt hareketi sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için samimi ve ciddi adımlar atmıştır. Konferansımız hükümetin aynı ciddiyetle ve samimiyetle adımlar atması gerektiğini ifade etmiştir.
Delegasyonumuz, bu aşamada, hükümetin hala kullanmakta olduğu dil ve üslup, yeni karakol yapımları, koruculuğa yeni kadroların açılması ve askeri hareketlilik gibi uygulamalardan kaygı duymaktadır. Kamuoyunda güven yitimine ve samimiyetin sorgulanmasına yol açan bu uygulamaların derhal sonlandırılması çağrısında bulunur.
Konferansımız, bu bağlamda, müzakere sürecini sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin başat aktörü Sn. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder.
2- Kürdistan halklarının kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir. Konferansımız Kürdistanın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.
3- Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa yapılmasını talep eder. Kürdistan Halklarının kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır.
4- Yoksulluk, göç, işsizlik, ekolojik tahribat gibi devasa toplumsal sorunlar, Kürdistan’da tüm yoğunluğuyla yaşanmaktadır. İçerisinde siyasetin-sivil toplum örgütlerinin-yerel yönetimlerin ve farklı grupların da olduğu bir mekanizma kurularak, kamu kaynaklarının pozitif ayrımcılık ilkesi temelinde Kürdistan'a aktarılmasının sağlanması gerektiğini önemle vurgular.
Konferansımız Kürdistan'ın geleceğinin inşasında gençliğe olan inancını ifade eder ve iradesini önemser.
5- Başta hasta ve çocuk tutsaklar olmak üzere cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Faili meçhullerin aydınlatılması ve toplu mezarların ortaya çıkarılması için devlet sorumluluklarını yerine getirmelidir.
6- Konferansımız 21. yüzyılın en temel sorunlarından birisinin cins çelişkisi olduğu tespitinden hareketle, toplumsallığın en dinamik parçası ve kurucu aktörü olan kadının durumunun toplumdan ayrı ele alınamayacağına dikkat çeker. Kadına yönelik her tür müdahale aynı zamanda topluma yapılan bir müdahaledir. Konferansımız kadına yönelik her türlü saldırının karşısında olduğunu ilan eder. Kürt kadının Kürdistan mücadelesinde oynadığı rol tüm dünyaya örnek olacak şekildedir. Kadının, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde, özgün ve özerk yapısıyla, karşı cinsle eşit boyutta toplumsallığın her kademesine eşit katılma kararlılığını benimser.
7- Kürdistan coğrafyasında yaşayan Ermeni, Asuri-Süryani, Arap, Mıhallemi ve Türkmen gibi birçok halk ile Müslüman, Hristiyan, Musevi, Ezidi ve Aleviler gibi inanç grupları hem devletin politikaları nedeniyle hem de bu politikaların yol açtığı yanlış bilinç nedeniyle önemli zorluklar yaşamaktadır. Öncelikle tüm bu geçmişle yüzleşerek, yeni, eşit bir yaşam kurmak gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle kimliklerin özgürce ve inançları doğrultusunda yaşayabilmeleri ve gereken koşulların sağlanması için Konferansımız etkin çaba içinde olacaktır. Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı 20.YY. boyunca tekleştirici politikalar nedeniyle kendi topraklarından kopmuş tüm kesimleri geri dönmeye çağırır.
8- Konferansımız, Rojava parçasında kendi özgücüyle ve kendi özgün siyasetiyle gerçekleşen halk devrimininin yanında olduğunu belirtir. Kürt Yüksek Konseyi şahsında, birliğini ve ittifakını büyük ölçüde sağlamasını önemli görür. Rojava’da elde edilen kazanımların her Kürdistanlı tarafından korunması gerektiğine işaret eder. Diktatörlük rejimi ve Suriye muhalefetinde yer alan kimi çeteci grupların Rojava’ya yönelik tüm saldırılarını kınar. Konferansımız Rojavanın, sınır kapılarının açık tutularak tüm Kürdistanlıların Rojavaya yardım yapması çağrısında bulunur. Uluslar arası camiayı Suriye ile ilgili mekanizmalara RojavaKürdistanı'nı resmi olarak dahil etmesini talep eder.
9- Ulusal Konferansın toplanmasının yaşamsal önemde olduğunu ifade eden konferansımız, Kuzey Kürdistan Konferansı olarak bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceği iradesini beyan eder. Irak Cumhurbaşkanı Sn Celal Talabani, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Sn Mesut Barzani, KCK Başkanlık Konseyi ve tüm diğer Kürdistani güçleri, Ulusal Konferans’ın bir an önce toplanması için girişimde bulunmaya çağırır.
10- Konferans delegasyonu, Kürdistan davasına katkı sunmuş her siyasi şahsiyet ve yapının emeğine saygı ve minnetle yaklaşır.
11- Konferansımız BM, İKÖ, AB ve dünya halklarını Kürdistan halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine karşı sorumlu davranmaya davet eder.
Konferansımız tüm uluslar arası örgüt ve devletlerden PKK’nin terör listesinden çıkarılmasını talep eder. 
12- Konferans delegasyonu Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nın iradesini temsil edecek “Birlik ve Çözüm Komitesi” oluşturma kararı vermiştir. Bu mekanizma, yeni katılımlara açık bir şekilde konferansın aldığı tüm kararları takip etme, uygulama ve ihtiyaç duyduğu alanlarda komisyonlar kurma ve daha sonraki dönemlerde Konferansı yeniden toplama iradesine sahiptir. Bu komite demokratik müzakare sürecinin etkili organı olma misyonuyla çalışmalarını yürütür. 
13 - Konferansımız; Türkiye halklarını, Konferansımızda açığa çıkan iradeyi tanımaya, esas almaya ve Türkiye Cumhuriyeti devletini Kürt halkının haklarını tanıması için baskı kurmaya çağırır. Aynı zamanda Konferansımız demokratik ve meşru mücadelesini destekler.
Konferansımız ve birliğimizin tüm Kürdistan halkına hayırlı olmasını diliyoruz.  Selamlar ve hürmetler.
Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı

16 Haziran 2013 Pazar

Sayın Başbakan aklını başına al MHP ile oynama ne hainler var bu ülkede farkında bile değilsin.


RABBİM BU MİLLETE ACI YAŞATMASIN MÜSLÜMANLARI RABBİM HİMAYESİNE ALSIN, BAYRAĞIMIZ DEVLETİMİZ SAĞ OLSUN

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Başbakan, 25 kuruşu 25 metreden vuracak şahısların yanına kadar sokulabileceğini ve çok ciddi bir tehlikeye maruz kalacağını iyi görmelidir” dedi.

AK Parti'nin dün Sincan'da yaptığı Milli İradeye Saygı mitinginde üç hilal ve bozkurt bayrakları açılmıştı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, o bayrak olayıyla ilgili şaşkına çeviren bir komplo senaryosunu gündeme sundu. Bahçeli'ye göre Başbakan'ın 25 metre yakınına kadar sokulabilenler Erdoğan'a suikast de yapabilirlerdi.
Ankara Yenişehir'de miting düzenleyen MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti mitinginde üç hilal ve bozkurt sembollerinin açılmasıyla ilgili ağır konuştu. Bundan Başbakan Erdoğan'ı sorumlu tutan Bahçeli, attığı 'suikast olabilirdi' iddiasıyla şoke etti.
25 KURUŞU 25 METREDEN VURANLAR
İşte Bahçeli'nin bu konuda söyledikleri; Partisinin Sincan'da düzenlediği mitinginde konuşan Başbakan açılan üç hilalli ve bozkurtlu pankartlara sanki önceden bilmiyormuşcasına dikkat kesilmiştir ve "MHP'li kardeşlerime teşekkür ediyorum" diyerek komplo mucidi olduğunu göstermiştir.
Eğer böyle değilse 25 kuruşu 25 metreden vuracak şahısların yanına kadar sokulabileceğini ve çok ciddi bir tehlikeye maruz kalacağını iyi görmelidir.
Yani profesyonel ya da amatör suikastçılar Başbakan'ın yanına kolaylıkla sızabilecek ve açık hedef yapacaklardır. Yanı başında bu tezgahı hazırlayanlar Başbakan'ın etrafını risklerle örmektedirler.
25 METRELİK GÜVENLİK ÇEMBERİNE GİRMELERİ BAŞBAKAN İÇİN HAYATİ RİSK
Değerli AKP'liler size de sesleniyorum. Dün Sincan'daki ahlaksızlık çok tehlikeli bir oyundur.
Mitinginde 25 metrelik güvenlik çembelerinin içine kadar bir siyasi partinin pankartı ile oraya gelebilmesi başbakanın hayati riskidir.
Sayın Başbakan bunun farkına varmalı. MHP'nin pankartını taşıyan alçakları ararken kendisine suikast hazırlamaya çalışan alçaklara da dikkat etmeli. Eğer birileri gelebiliyor 25 metrede pankartlarını açabiliyorsa en yakınındaki düşmanıda bundan yaralanabilir. Sayın Başbakan aklını başına al MHP ile oynama ne hainler var bu ülkede farkında bile değilsin.
O KİŞİLER AKP'LİYDİ
MHP bayraklarının mitinginde boy göstermesi konusunda Başbakan Erdoğan'dan özür beklediklerini söyleyen Devlet Bahçeli, şöyle devam etti; "Başbakanın konuştuğu platformun hemen yanında üç hilallerin sallanması önceden kurgulanan iğrenç bir harekettir. Üç hilali taşıyanlar AKP'li lejyonerler, üçü hilali AKP mitinginde açanlar soytarılığın ve soysuzluğun liste başıdır. Bu mizanseni planlayan projelendiren başta Başbakan Erdoğan olmak üzere tüm failler ülkücü harekete en büyük hareketi ve namertliği yapmışlardır. Üç hilal BOP'çuların oyunlarına paye olmaz."
BAŞBAKAN BU CÜRETİ NASIL GÖSTERDİ?
"Başbakan ne hakla üç hilal ve bozkurtu açık hava toplantısında malzeme yapmaktadır. Bu izni bu cüreti kimlerden almıştır. Üç hilalin gölgesini sığınarak meşruiyet gözetleyenlere, hiyanetlerini gizlemek için çare bakanlara tavsiyemiz MHP ülkücü haraketten uzak durmaları ve belalarını başka yerde aramalarıdır. "
O MİTİNGE PKK BAYRAĞI YAKIŞIRDI
Başbakan Erdoğan'ın mitingine en çok yakışacak olan PKK'nın ve imralı canisinin bez parçaladırıd. AKP'nin milli iradeye saygı temalı açık hava toplantısı milli iradeye saygısızlığa dönüştü. Oyunların bozulmasından söz eden Başbakan en büyük oyunların mimara olduğunu saklamaya çalışmıştır. Başbakan o pankartları açanları ifşa etemili ve özür dilemelidir. " ALINTI

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.