AYET-İ KERİME

http://siyasetnamem.blogspot.com.tr/2017/03/islamin-dunyada-yayilmasindan-korkan.html?spref=fb

28 Mayıs 2016 Cumartesi

BEDENİNİ ASTILAR GAVURLUKLARINI BELGELEDİLER KENDİLERİDE YAŞAMIYOR

Hastaneye deyip asmaya götürdüler.
Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın, 27 Mayıs cuntacıları tarafından Yassıada'da yargılanıp İmralı'da 1961'de idam edilmelerine tanıklık eden Muzaffer Erkal (79) Yassıada duruşmaları için özel olarak seçilen 120 askerden birisi olan Erkal, son duruşma dışında bütün davalara görevli er olarak katıldığını söyledi. İşte anlattıkları:
İdamlara o kadar üzüldüm ki o asılmaları gördükten sonra günlerce yemek yiyemedim. Rüyalarıma girdi. Kâbus görüyordum hep. İmralı'da mahkemeden önce 66 tane mezar yeri kazılmıştı. İdam günü ayağa kalkamayacak derecede hasta olan Adnan Menderes'in burnuna ve ağzına bir merhem sürülerek canlandırıldı. Menderes'i İstanbul'a hastaneye götürüyoruz diyerek hücumbota bindirdiler. "Ne mutlu bana, kurtuldum. Ver bana bir sigara" diyerek teğmenden bir Hanımeli sigarası alarak içti. İdam öncesinde misafir odasında bir parça şeftali yedi. İdam edildiğinde şeftalinin suyu beyaz kefeninin önüne aktı.
Başsavcı Altay Ömer Egesel, idam fermanını okuduktan sonra dalga geçer gibi "Ya Menderes, gördün mü nerelere kadar düştün?" dedi. Adnan Menderes'in idam sehpasındaki son sözleri ise "Türkiye'ye 10 sene başbakanlık yaptım. Sekiz senemi Türk tarihi yazacak, iki senemi de dalkavuklarım. Oğlum Yüksel'in devlet tarafından okutulmasını istiyorum. Kaleminden altın damlasın. Bizim gibi olmasın" dedi.
Menderes'in idamını Yassıada komutanı Tarık Güryay, MBK üyeleri ve 100 subayın izlediği bilgisi yanlış. İdam anında kendisiyle birlikte 11-12 kişi vardı. Menderes'in başında 45 dakika bekledik. Sonra cellat ipte sallanan Menderes'e doğru yaklaşıp onun rugan ayakkabılarına baktı ve 'Bu ayakkabılar benim olacak' dedi.
Ortaya çıkan tarihi belgeler, 27 Mayıs İhtilali’ni yaptıran CHP ve İsmet İnönü’nün, Adnan Menderes’in asılması için de askerlere baskı yaptığını açığa çıkardı. İdamlardan dolayı pişmanlığını belirten Cemal Gürsel, mektubunda, “İnönü ve CHP’den gelen baskılara sesimi çıkartamadım. İdam üzerinden demokrasinin kurulamayacağını bu toplum mutlak bir gün anlayacaktır” itirafında bulunuyor.

9 Mayıs 2016 Pazartesi

BİRAZDA BÖYLE BAKALIM

BİRAZDA BÖYLE BAKALIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Birliğine yönelik sözleri aynen şöyle: “Vize için terörle mücadele yasanızı değiştireceksiniz, diyor. Siz önce parlamentonuzun yanına çadır kuran teröristlere bakın. Orada onlara imkan sağlayacaksın, bize de: ‘Vize kaldıracağım, bunun şartı şunu değiştirmen.’ Kusura bakma, kiminle anlaşabiliyorsan onlarla anlaş...”

Erdoğan’ın burada kastettiği çadır, bir süre önce Brüksel’de kurulmuş PKK çadırı. “Kiminle anlaşabiliyorsan onlarla anlaş” dediği de herhalde önce Avrupa Birliği ile anlaşmayı yapan Başbakan Davutoğu olmalı. “Onlar” diye çoğul kullandığına göre de, ikinci sorumlu Avrupa Birliği bakanı olabilir.

Cumhurbaşkanı’nın karşı çıkmasına rağmen Davutoğlu “Ben Merkel ile AB ile anlaştım, sözümü yerine getireceğim” deseydi ve terörle mücadele yasasında değişiklik tasarısıyla ortaya çıksaydı, asıl kıyamet o zaman kopardı. Birçok bakan tasarıya imza vermezdi, Meclis başkanı gündeme almazdı, kriz yayılırdı.

Davutoğlu olabilecek en sessiz şekilde gitti. Böyle gitmeseydi “vize muafiyeti uğruna terörle mücadeleyi zafiyete uğratma” suçlamasına hedef olur muydu? Muhtemelen olurdu.

Bu arada vize muafiyeti anlaşmasına da sizlere ömür. Avrupa Birliği, üzerinde daha önce anlaşmaya varılmış kriterler yerine getirilmediği için muafiyeti uygulamaya sokmayacak.



Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.