AYET-İ KERİME

http://siyasetnamem.blogspot.com.tr/2017/03/islamin-dunyada-yayilmasindan-korkan.html?spref=fb

27 Haziran 2015 Cumartesi

ÜMMET OLMALIYIZ BÖLÜCÜ OLMAYINIZ


Kapatılan Refah Partisi'nin milletvekillerinden Şevki Yılmaz dünkü yazısında AKP'nin seçim yenilgisinin nedenlerini yazdı.

Teşkilatta ehil olmayan kişilere görev verildiğine, bürokraside liyakatsiz kişilerin göreve getirildiğine, dalkavukların partiyi sardığına dikkat çeken Şevki Yılmaz, israf ve şatafa dikkat çekti.

Yılmaz, ehil olmayan isimlere görev verildiğini vurguladı. Teşkilat üyelerinin ‘poker ve lakırdı masalarından' ilim ve istişare masalarına dönmesi gerektiğini anlattı.

İşte Şevki Yılmaz'ın dünkü yazısından ilgili bölüm;

“Yeşil arazileri ucuza kapattırıp imara açtırtarak rant sağlattıran, adaletsiz imar ve ihale uygulamalarıyla haksız kazançlara sebep olan, belediye ve diğer devlet arazilerini ucuza başkalarına peşkeş çektirtenler mutlaka partiden ihraç edilmeli ve tüm sorumlular adalet önüne acilen teslim edilmelidir!

Hasbi tabanın ciğer yakan feryatlarına ve gözyaşlarına artık kulak vermeliyiz! Vakit ve nakit adamları dalkavuklardan acilen kurtulup, uyarıcı, hasbi dava ve vakıf adamlarıyla yola devam etmeliyiz!

Dalgakıran gibi devasa hizmetlerin görülmesini yanlışlıkları veya ihanetleriyle engelleyen “Rüzgâr kıranlar!” bir daha asla aday yapılmamalıdır!

Bürokrasideki ehliyetsiz, kişiliksiz, müsrif yöneticiler yerine emin, ehil ve sadık olan milli kadrolara hizmet kapılarını acilen açmalıyız!

Zavallı emeklinin ve asgari ücretle çalışanların nafakasını artırmayı popülizm gören zulüm yerine; başta belediyelerde ve bürokraside alabildiğine artarak devam eden makam aracı ve eşyaları değiştirme hastalığı vb. aşırı israf ve savurganlık belasının önüne acilen geçilmelidir!”


8 Haziran 2015 Pazartesi

SEÇİM OLSA GAYRİ MÜSLİMLER NE DER?


Davutoğlu dedi ki;
“Hiçbir güç karşısında eğilmemiz sözkonusu değildir!”
Bu, şu anlama gelir:
“Uluslararası güç odakları ve yerli işbirlikçileri Türkiye’de koalisyon istiyorlardı... Rakamlar onu gösteriyor ki, sayısal olarak CHP, MHP ve HDP arasında bir koalisyon kurulabilir!..
Ama bu denklemde AK Parti yoktur!.. Biz, bu oyunda yokuz!.. Varın, oynunuzu oynayın
BELKİDE: Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun demek istediği budur!..
Bu da demektir ki;
CHP, MHP ve HDP arasında bir “koalisyon” kurulabilmesi ihtimali vardır.  
Bu iki parti yan yana gelip de bir “koalisyon” kurabilir mi??.. Kurarlarsa, bu; “tükürdüklerini yalamak” olmaz mı?.. MHP, böyle bir koalisyona gitmeden önce, herhalde “1999’da DSP ve ANAP’la kurduğu koalisyondan sonra, 2002’de baraj altında kaldığını” düşünecektir!..
TEK ÇARE ERKEN SEÇİM!
O halde, tek çözüm;
“Erken Seçim”e gitmektir!..
Bence, “hükümet kurma çalışmaları ile vakit kaybetmeye” hiç gerek yok... En kısa zamanda seçime gidilmelidir.
GAYRİ MÜSLİMLER NE DER?
Avrupa Birliği’nden seçim sonuçlarına yönelik olarak yapılan ilk kurumsal açıklamada yüzde 86’ya varan katılım oranının Türk demokrasisinin gücünün göstergesi olduğu belirtilerek “önümüzdeki dönemin AB-Türkiye ilişkilerinin güçlendirilmesi için fırsatlar içerdiği” vurgulandı.

HER HİKAYE BİR SEBEPLE VAR OLUR OKURSANIZ


"EMANET OYLAR GERÇEĞİNİ ÇOK İYİ BİLİYORUZ"

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP'nin barajı aşmasıyla ilgili "Bizim aldığımız oyda bize emanet edilen oylar olduğu gerçeğini çok iyi biliyoruz. Hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Sağ olsunlar var olsunlar" diye konuşmuştu.

Başörtüsü mücadelesinin öncü isimlerinden biri olan, 80 öncesinde ülkücü harekette yer alan HDP'nin İstanbul 1. Bölge 2. sıradan aday gösterilen milletvekili adayı Hüda Kaya, Meclis'e girdi.

80 ÖNCESİ ÜLKÜCÜYDÜ

Muhafazakar entelijansiyasının tanınan ismi Kaya, 1980 öncesinde fikren ve fiilen sıkı bir ülkücü olarak kendisini tanımlamaktaydı. 18 yaşında ilk kez Kuran'ı ile tanışan Hüda Kaya, hayatına yeni bir yön çizmeye karar vererek, başörtüsü takmaya karar vermiştir.

Iraklı bir Türkiye vatandaşıyla evlenerek, üç kızı ve iki oğul annesi olur. 9 yıllık evliliğini sonlandıran Hüda Kaya, boşandıktan sonra Malatya'da yaşamaya başlar.

MALATYA'DA BAŞLAYAN AKTİVİZM

Malatya'da küçük bir dükkan sahibi olan Hüda Kaya, aynı zamanda şehirde tefsir çalışmaları ile ilgilenmiş, sosyal, kültürel ve temel insan hakları ile ilgili gönüllü hizmetlerde bulunmuş ve yerel radyo programları çalışmaları gerçekleştirmiştir.

Hüda Kaya, kendi yaşamının merkezine koyduğu siyasi ideali başörtüsü yasağı olarak tanımlamıştır. Bunu sadece bir inanç meselesi olarak değil, kadınların tercihine yönelik bir zincir olarak da görür. Bu yasak konusunda da çeşitli dergilerde yazılar yazmıştır.

HÜDA KAYA VE OĞLU DGM'DE YARGILANDI

28 Şubat geldiğinde ise Hüda Kaya'nın artık sözleri bitirilmek istendi. Malatya'da İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin başörütü yasağı eylemlerinde ön saflarda yerini alan Kaya, kendi yazdığı "Ulusal Bir Heyecan Gecesi ve Başörtüsü" başlıklı yazısına açılan dava yüzünden işinden evine dönerken sokakta gözaltına alınıp tutuklandı.

Bir gün sonra ise Malatya'nın Akpınar Meydanı'nda gözaltına alınan 13 yaşındaki oğlu Muhammed Cihad da tutuklandı. Düşünce suçu olarak bilinen 312. maddeden DGM'de yargılanan Hüda Kaya, 20 ay cezaevinde kaldı.

İDAM İSTEMİYLE YARGILANDI

Hapis günleri bittikten hemen sonra aktivizm günlerine geri dönen Hüda Kaya, başörütüsü yasağına karşı eylemlere katılmıştı. Bu eylemlerden birinde Malatya İHL son sınıf öğrencileri olan üç kızı da bulundu. 1999'da 16, 17 ve 18 yaşlarındaki kızlar terörle mücadele ekipleri tarafından okul basılarak gözaltına alındı ve Hüda Kaya bu sefer de 146. maddeden üç kızıyla birlikte idam istemiyle yargılandı. Bazılarından birlikte, bazılarından da ayrı ayrı üç kızı ile Hüda Kaya cezalar aldı.

DAVALAR YÜZÜNDEN TÜRKİYE'DEN PAKİSTAN'A KAÇAR

Cezaevi günleri ve yeniden yargılanmalar sebebiyle Malatya'daki tek geçim kaynağı olan küçük mağazasını kapatmak zorunda kalan Kaya, cezaevinden çıktıktan sonra Malatya'da kendilerine kiralık ev dahi verilmediğini gerçekleştirdiği bir röportajında belirtmiştir.

Mecburen İstanbul'a dönen ancak eski hükümlü olduğu için geçimini sağlayacak bir iş bulamayan Hüda Kaya'nın hakkında daha onlarca dava bulunmaktadır. Kızı İntisar'ın 312. maddeden yargılandığı bir davadan ceza alması üzerine ülkeyi terketmeye karar vererek Pakistan'a kaçan Hüda Kaya bir yıl Pakistan'da kaldıktan sonra İstanbul'a döner.

Hakkında açılan davalardan ötürü Ağrı ve Malatya cezaevlerinde yatan Hüda Kaya'nın tahliyesinden bir ay sonra birbiri ardına kızları da Akşehir ve Bandırma cezaevlerine gönderilir. Kızlarından Nurulhak, tahliye edildikten kısa bir süre sonra trafik kazasında yaşamını yitirmiştir.

KANDİL'E GİDEREK PKK İLE GÖRÜŞTÜ

Mazlum-Der'in ilk üyelerinden biri olan Hüda Kaya, başörtüsü için verdiği mücadelenin daha geniş bir hak ve özgürlük mücadalesinin parçası olduğunu tanımlamıştır. 2011'de oğlu Muhammed Cihad, bir PKK operasyonunda gözaltına alınıp tutuklanmıştır ve yargılamanın sonucunda da beraat etmesi üzerine Hüda Kaya, oğlu ile birlikte 2013 yılının Ramazan ayında, Kandil'e gitmiştir. PKK yöneticileriyle görüşürek, dağa çıkanların hikayelerini dinleyen Kaya, döndükten sonra izlenimlerini uzun bir yazı dizisi olarak kaleme alır. Hüda Kaya aynı zamanda Özgür Gündem gazetesinde de köşe yazarlığı yapmaktadır.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDE SUNUM YAPTI

Hüda Kaya, pek çok kadın platformunu kurdu ve aktif olarak çalıştı. Yurtiçi ve dışında kadın, Filistin, barış, inanç vb. konularda konferanslar veren Kaya, 2005'te Merve Kavakçı ile birlikte BM'de Türkiye'deki kılık kıyafet yasakları ve hak mücadelesi hakkında bir sunum yapmıştır.

Ürdün, Sudan, Pakistan, İran, Keşmir, Lübnan ve Filistin mülteci kamplarına giden Hüda Kaya, Kardelen Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneğini kurmuş ve halen başkanlık görevini yürütmektedir. Uluslararası Müslüman Kadınlar Birliği üyesi olan Hüda Kaya aynı zamanda Uluslarası Müslüman Kadınlar Birliği'nin Türkiye delegesidir.

Demokratik İslam Kongresi Şura Meclisi üyesi olan Hüda Kaya, HDP'de de iki dönemdir MYK üyeliğini yürütmüştür. 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nde de HDP İstanbul 1. Bölge 2. Sıradan Milletvekili adayı seçildi.

6 Haziran 2015 Cumartesi

OY KULLANIRKEN -İSTEDİĞİNE VER!-

OY KULLANIRKEN
-İSTEDİĞİNE VER!-

GAVURUN GÖREVİNİ ÜLKEMİN VATANDAŞLARI TAMAMLIYOR OLMUŞLAR
SEVMESEN DE DEVLETİNE BAŞKANINA SAHİP ÇIK SURİYE IRAK OLMASIN
BAZILARI ÇALIP ZULMEDİYOR DİYE MİLLETİNE BAŞKANINA İHANET ETME

Dünya basınının iki devi New York Times ve BBC Twitter hesaplarından yapılan skandal paylaşımlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan hedef yaptı.
Diyarbakır'da bombaların patlamasıyla aynı saatlerde saldırılara dünya medyasının iki önemli ismi New York Times ve BBC' de aynı başlıkları kullanarak katıldı. Taraf, Cumhuriyet, Zaman, Hürriyet ve Sözcü işi beceremeyince topa NYT ve BBC girdi. BBC ve New York Times, Sözcü gibi son derece seviyesiz bir dil ve üslupla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırmaya başladı.


İKİ GAZETEDEN DE AYNI BAŞLIK
Bir asırdan fazla zamandır siyonist bir aileye ait olan New York Times'ın Twitter hesabından "Hangi liderin Beyaz Saray'ın 30 katı büyüklüğünde, 1150 odalı sarayı var?" paylaşımında bulunuldu. BBC ise bir yalanı Twitter paylaşımı yaparak "Hangi ülkenin lideri altın klozete sahip olmakla suçlandı?" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırıldı.İki gazetenin seçimlere saatler kala aynı başlığı kullanarak manipülasyon yapması dikkat çekti.

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.